Bugünlerde, dar bir sokakta fink atmak ile meşgul olan bir kaç kedi yavrusundan biri varsayıyorum kendimi..Sütüm önüme kondu mu, suyum da var mı ilişiğinde..Amenna! Yaşıyorum o zaman. O sokakta sadece misafir bir kedi olduğumun farkındayım. Bunun tam da bilincindeyken işte; bir gölge nüksediyor tabaktaki süte...İçindeki ekmek parçacıkları aniden başka başka cisimlere dönüşüyor. Suya bakıyorum..Onda da durum pek farklı değil; kendimi değil, senin yansımanı görüyorum kıvrımların üzerinde..
Ayna ile su arasındaki tek fark; aynada, istediğin her an görebilirsin kendini ve görmek istediklerini...Suda ise durum şöyledir; sadece, ışıklar yansıdıkça görebilirsin her şeyi. Ve gece, ayışığının yansımasıdır karanlıkta su üzerinde görebilceğin tek parıltı...Aynalar durağandır, kırılgandır, kirlenebilir. Ayna değiştirebilirsiniz sık sık; değişmeyen tek şey gösteren kısmıdır! Su ise her şeye rağmen akar, akar elbet; lakin gün gelir yatağını bulur, gömülür oraya. Ve su; kendini hep yeniler, kirlenmez..
Su; tüm hava şartlarına rağmen hep varolan ve varolacak olan, reddedemeyeceğimiz tek ihtiyaçtır! Kronik refleksler bütünü..!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder