Sayfalar

14 Ağustos 2010 Cumartesi

SU'SAMAK

Bugünlerde, dar bir sokakta fink atmak ile meşgul olan bir kaç kedi yavrusundan biri varsayıyorum kendimi..Sütüm önüme kondu mu, suyum da var mı ilişiğinde..Amenna! Yaşıyorum o zaman. O sokakta sadece misafir bir kedi olduğumun farkındayım. Bunun tam da bilincindeyken işte; bir gölge nüksediyor tabaktaki süte...İçindeki ekmek parçacıkları aniden başka başka cisimlere dönüşüyor. Suya bakıyorum..Onda da durum pek farklı değil; kendimi değil, senin yansımanı görüyorum kıvrımların üzerinde..

Ayna ile su arasındaki tek fark; aynada, istediğin her an görebilirsin kendini ve görmek istediklerini...Suda ise durum şöyledir; sadece, ışıklar yansıdıkça görebilirsin her şeyi. Ve gece, ayışığının yansımasıdır karanlıkta su üzerinde görebilceğin tek parıltı...Aynalar durağandır, kırılgandır, kirlenebilir. Ayna değiştirebilirsiniz sık sık; değişmeyen tek şey gösteren kısmıdır! Su ise her şeye rağmen akar, akar elbet; lakin gün gelir yatağını bulur, gömülür oraya. Ve su; kendini hep yeniler, kirlenmez..

Su; tüm hava şartlarına rağmen hep varolan ve varolacak olan, reddedemeyeceğimiz tek ihtiyaçtır! Kronik refleksler bütünü..!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder